bugün

sevdiği entry'ler

tımıryat

Bu ifrit , ifritlerin Şahıdır. Bu ifriti görme şerefine herkes nail olamaz. Ben 1 sefer gördüm bu ifriti. Korkunç birşeydi. Evet.

taciz ifadeleri

her ülkenin konuşanları susturmak, insanları belli bir kaba sokmak, hakkını istemek için ses çıkaranın sesini kısmak için onlara karşı kullanılan ifadeleri vardır. bunlara taciz ifadeleri denilebilir.

ülkemizde: fetocu, din düşmanı, komünist, chpdkk yanlısı vs.
abd'de: marksist, komünist, amerikan karşıtı

bu taciz ifadeleri aslında orwell'ın hayvan çiftliğindeki koyunların me'lemesine benzer.

edit: bir şeyi unutmuşum. ülkemizde birde 'bizim büyümemizi istemiyorlar' ifadesi var. en güldüreni bu.

bir tanrı kanıtlaması olarak ahlak delili

ahlakın rasyonel temellendirilmesi sadece Allah'ın varlığıyla mümkün olabilir. bazıları, felsefi yetersizlikleri sebebiyle bu iddianın doğruluğunu anlamada ve kavramada güçlük çekiyorlar. aslında kendisi de bizzat ateist olan sartre bu durumun farkındadır. konuyu bir türlü anlamak istemeyen ateistlere, ''adamın gol diyor'' demek istiyorum: https://pbs.twimg.com/med...C6yYOQaWoAACyQc.jpg:large

işte ahlak delilini/argümanını anlatan güzel bir animasyon:
http://www.youtube.com/watch?v=g5ght-siz_s

edit: ahlak delilini nihayet anlayabilen bir ateiste sorulması gereken asıl soru ise şudur:

''doğa neden sadece Allah varsa temellenebilecek bir ahlak kavramı üretmiştir?''

timsahın içine giren kız

görsel
Cesareti yüksek olan bir kızdır. Evet.

fatihin istanbulu fethetmediği gerçeği

var olan gerçektir. yalan yanlış bilgilerle halkımız uyutuluyor. o işte çok ayrı bir iş var.
detaylar birazdan. evet.

göt loplarını sergilemeyi özgürlük sanan kadın

beyinsiz bir canlıdır. göt loplarından ibarettir. bunların boşuna oksijen tükettiğini düşünüyorum.

dikkat çekmek, nerede sapık var kendine çekmek, taciz edilmek için adeta kıçını yırtar, sapığın biri elleyiverince de ortalığı ayağa kaldırır.

insan gibi giyinen kadını taciz eden oç sapıklar da var elbette ama burada bahsettiğimiz durum başka. geri zekalılar için ekstra açıklama yapayım dedim sonra anlamıyorlar.

cinsel organını gösteren şort giyen adam

hayattaki tek amacı kıçını başını olabildiğince açmak olan kadınların ve onların yancısı abazanların ikiyüzlülüklerini gözlemleyebilmek adına güzel bir konu mankeni olmuş adamdır.

haydi bakalım. sen göt lobunun görünmesini modernlik özgürlük sayarsan yarın bir gün kendini bilmez erkeğin teki de işte böyle çıkar dal taşak gezecem der.

çatlasanız da patlasanız da imam hatip açacağız

imam hatip'ten sadece imam çıktığını sananları göstermiş başlık. Ayrıca cübbeli öyle bir söz söylememiştir. Kıçınızdan element uydurmayın. sevmediğim cübbeliyi bile savunmak zorunda kaldım bu sözlük nelere kadir.

dünkü çocukların sözlükte hava atması

Adama bit gülme getiren şeydir. Gidin siz sokakta top oynayın veletler. Evet.

karl marx cinnidir

k.mısırkoçanı'nın iddiasıdır.
https://www.youtube.com/watch?v=GBjOMBjEmc4

merhaba ben bir filistinliyim bize yardım etmeyin

bir filistinli'nin türk halkına yazdığı mektuptur.

merhaba,
ben bir filistinliyim.
arapım.
bugüne kadar bize çok yardım ettiniz.
ama artık etmeyin...

neden?
çünkü biz bu yardımlarınızı haketmiyoruz.

evet, haketmiyoruz.

1837 yılında biz henüz osmanlı toprağı iken filistin bölgesinde sadece 9000 yahudi yaşıyordu.
onlar da bizim gibi osmanlı vatandaşıydı.
1860 yılında rusya ve avrupa'daki gelişmeler nedeniyle topraklarımıza yahudi göçü başladı, böylece ilk yahudi yerleşimi kuruldu.
gelen yahudiler hepsi parayla, altınla geliyorlardı.
bu da bizim çok hoşumuza gidiyordu.
1882 yılına geldiğimizde filistin'de 2. yahudi yerleşimi kuruldu.
50 sene önce sadece 9000 olan yahudi nüfusu 1882'de 50.000 olmuştu.

o zaman sultanımız olan abdülhamid han, bu yahudilere toprak satışını yasaklamasına rağmen, bizler yahudiler ile alavere dalavere çevirdik ve onlara toprak satmaya başladık.
evet, yahudilere toprak satışımız yasaktı, ama avusturya, alman, ingiliz ve rus vatandaşlarına toprak satmamız yasak değildi.

biz de bu boşluktan istifade ederek yahudilere toprak sattık.
çünkü gelen yahudiler avusturya-macaristan, alman, ingiliz ve rus vatandaşlarıydı aynı zamanda.

toprak satmak için adeta sıraya girmiştik.
çünkü yahudiler beş para etmez topraklarımız için 3-4 misli fazla bedel ödüyorlardı.

birden hiç görmediğimiz kadar para gördük.
sonra yahudiler bizlere bu paraları nasıl harcamamız gerektiğini öğretti.
filistin'in her kentinde açılan bar, pavyon, gazino gibi ortamlarda, içkili mekanlarda bu paraları bir güzel ezdik.
efsane günlerdi gerçekten.
yahudilere toprak satarak aldığımız paraları, yahudilere ait eğlence merkezlerinde, yahudi dilberler ile yedik.

tabi bu arada yahudi nüfusu sürekli artıyordu.

ticaret yaptık yahudilerle.
yafa limanı açıklarına demirleyen bir fransız gemisinin limana girmesine türkler izin vermiyordu.
yahudiler de bize para teklif ettiler.
mavnalarımızla açıldık ve bu gemiden tam 450 sandık taşıdık 2 gece içinde.
türkler bizim mavnalarımızı aramıyordu.
sonradan öğrendik ki bizim taşıdığımız sandıklar silah doluymuş.

aman, silah olsun ne vardı?
güzel para kazanmıştık bu işten, önemli olan buydu bizim için.

sonra sultan bizim yediğimiz haltları anladı.
işi iyice kontrol altına aldı.
yahudi dostlarımıza bir metrekare bile toprak satamıyorduk artık.
biz de toprak satabilmek için yahudi para baronlarını, filistin'in yerel idarecileri ile tanıştırdık.
neticede onlar türk değildi, bizdendi, araptı.

osmanlı'nın filistin'deki bu arap yöneticileri sayesinde yahudileri osmanlı vatandaşlığına geçirterek toprak satmaya devam ettik.
ohhhh, yine paranın mına koymuştuk işte.
abdülhamid avucunu yalamıştı.

ama sonra bu durum da anlaşıldı.
osmanlı yine işimize taş koydu.
hakikaten anlamıyorduk, osmanlı neden bu kadar karışıyordu toprak satmamıza.
satarız, satmayız, onlara ne.
kızmıştık osmanlıya...

derken büyük savaş başladı.
tabi biz osmanlı'ya kızmıştık, ingilizler geldi o zaman.
ingiliz demek medeniyet ve özgürlük demekti.
bize bol bol altın verdiler, para verdiler.
filistin cephesindeki türk askerlerini soyduk ve büyük paralar kazandık.

ha bu arada bir ingiliz albay vardı, adı charles wembley.
"türk askerlerinin karnı altın dolu, gidin onları alın" dedi bize.
biz de filistin'de yakaladığımız her türkün karnını deştik, ama altın falan yoktu.
olsun varsın, ingiliz her türk askeri için para ödüyordu bize.

sonra osmanlı cephede yenildi.
kanal harekatında türk askerine gelen bütün yardımları yağmaladık, tam 14.000 türk askeri öldürüldü orada.
sonra tabi filistin'den de çekildiler.

büyük ingiliz komutan geldi.
adı edmund allenby'di.
bize süper teklifler yaptı. biz onu çok sevdik hatta ismi de uygun olduğu için ona "el-nebi" (peygamber) dedik.
sonra bizim ingiliz el nebi'ye taa şam'a kadar eşlik ettik.
hatta el nebi şam'daki selahaddin eyyubi'nin sandukasına çizmeleri ile basmadan önce çizmelerini parlatan kişi filistinli bir araptı.

neyse, çok detaya girdim.

büyük savaş bittikten sonra artık osmanlı tehlikesi ve zulmü ortadan kalktığı için yahudi kardeşlerimize istediğimiz kadar toprak satabiliyorduk.
efsane günler geri gelmişti.
bu arada yahudiler kale gibi köyler inşa ettiler, her köyün kendi silahlı korucuları vardı.
bize artık dostane davranmıyorlardı.

araplar ve yahudiler arasında çıkan anlaşmazlıklarda, ingilizler hep yahudileri haklı buluyordu.
sanki biraz adaletsizlik vardı, osmanlı daha adildi sanki.
neyse, biz halimizden memnunduk.
tabi ki yahudi kardeşlerimiz sayesinde çalışmadan bol paralı günler geçiriyorduk. birkaç münferit olayın ne önemi vardı ki?

bu arada 2. büyük savaş başladı.
duyduk ki avrupa'da yahudilere zulüm ediliyormuş.
onların buraya gelmesi için bağış topladık aramızda.

daha çok yahudi geldi, biz de daha çok toprak sattık işte.

bu büyük savaş da sona erdi tabi.
bu arada ingilizler filistin'den ayrılmaya karar verdi, ayrılırken de filistin'i bize bırakacaklardı sanıyorduk.
ama onlar iki ayrı devlet kurulması için birleşmiş milletlere gitti.
tam o sırada yahudi kardeşlerimiz bize saldırdı.
ohooo saldırmak ne kelime, anamızı bellediler resmen.
sonra ingiltere filistin'den ayrıldığını ilan etti ve burada israil devleti kuruldu.
ne olduğunu anlamamıştık bile.

daha sonra yahudilere her "kahrolsun israil" diyerek saldırdığımızda topraklarımız biraz daha küçüldü.
topraklarımızı bu sefer parayla değil, tankla, topla alıyorlardı.
biz ise hiçbir şey yapamıyorduk.

aradan yıllar geçti, artık biz dünyanın gözünde birer terörist olmuştuk.
eh madem teröristtik, terörist gibi davranalım dedik.
o yıllarda türkiye'de de pkk terör örgütü faaliyetlerine başlamıştı, onların ilk eğitimlerini bizim kamplarımızda verdik.

siz türkler ise israil'e karşı hala bizi destekliyor, bize acıyordunuz.

sonra ermeniler bize yardım etti, biz ermeni soykırımını tanıdık.
siz bize yine yardıma devam ettiniz.
"enayi parası" diyorduk sizin yardımlarınıza, oluk oluk akıyordu maşallah.

işte böyle böyle bugünlere geldik.
şimdi dönüp bakıyorum da, bir filistinli arap olarak vicdan azabı çekiyorum.
siz ne saf bir milletsiniz lan?
iki namaz kılan görünce hemen aldanıveriyorsunuz.

gemilere doluşup yardım getiriyor, ölüyorsunuz.
kolaları falan sokağa döküyorsunuz.
oysa siz o kolaları sokağa dökerken, biz şenliklerle gazze'deki coca cola fabrikasını açıyorduk

işte böyle böyle...

eyyy sevgili türk milleti...!
bize yardım etmeyin.
biz bu yardımı gerçekten haketmiyoruz.